Bahar yorgunluğu bir hastalık değil

Baharla birlikte vücudumuzda da değişiklik başlıyor ve bu süreçte kendimizi her zamankinden yorgun hissediyoruz. Ancak bahar yorgunluğuyla mücadele mümkün

Bahar yorgunluğu bir hastalık değil

Sıcaklıklar artmaya , günler uzamaya başladı. Doğa canlanıyor her yer yeşermeye, çiçekler açmaya, ağaçlar tomurcuklanmaya başladı. Bu dönemde vücudumuzda da bir takım değişimler yaşanır ve vücut kendini de değişikliklere adapte etmeye çalışır. Hormonlar farklı salgılanır, ancak bunun yansıması ise enerji azalması, yorgunluk olarak kendini gösterir. Sıcaklık arttığında damarlar genişler, kan basıncı düşer, melatonin hormonu ve serotonin hormonu dengesini bulmaya çalışır. Bahar yorgunluğu, hemen herkesin mevsim dönüşlerinde hissedebildiği bir takım ruhsal ve bedensel belirtilerdir. En sık görülen belirtileri; güçsüzlük, enerji azlığı, uykusuzluk, genel bir yorgunluk ve bitkinlik olarak ortaya çıkar.

Çözümlere göz atalım

Kesinlikle fazla uyuyarak yorgunluğun üstesinden gelebileceğinizi düşünmeyin. Uyku süreniz sekiz saatle sınırlı olsun. Kan basıncını normal seviyelerde olması için bol bol su için... Vücudunuzun oksijene daha fazla ihtiyacı olur. Sık sık duş alın ve hafif egzersizler yapın. Canlanan doğayı kucaklamak ve enerji dolmak için ne bekliyorsunuz? Fit ve zinde olmak için temiz havada bol yürüyüş yapmalı ve bunu egzersizle desteklemelisiniz. Düzenli egzersiz yaparak hem metabolizmanızı hızlandırır, hem de iştahınızı kontrol edebilirsiniz.

Beslenmeye önem verin

Bu dönemde vücudunuzun daha fazla protein, mineral ve vitaminlere ihtiyacı olur. C vitamini ve D vitamini gerekli olan enerji için birincil güçlerinizdir. D vitamini özellikle somon balığı, karides gibi yağlı balıklarda ve balık yağında vardır. Yumurta sarısı, peynir ve sütte de az miktarda D vitamini bulunur. Vücutta yeterli D vitamini olması için her gün 15-20 dakika güneş altında kalmak gerekir. Yeterli ve dengeli beslenin. Tek tip beslenmeden uzak durun; güne mutlaka kahvaltı ile başlayın, öğün atlamayın, besin çeşitliliğini sağlamalısınız. Düzensiz tüketilen öğünler, uzun süren açlıklar kan şekerinin dengesiz düşmesine ve yükselmesine neden olabileceği için bahar yorgunluğu belirtilerini artırabilir. Öğle öğünlerinizde protein ağırlıklı, akşam öğünlerinde ise daha hafif olması için sebze ağırlıklı beslenin. Baharda enerjiyi toplamak için; enerji verecek besinlerden, B ve C vitaminleri, folik asit, magnezyum, demir, potasyum ve çinkodan zengin olan mevsim sebze ve meyvelerinden tüketmek yararlı olur. Ispanak, mısır, muz, kayısı, çilek, kepekli un, kepekli pirinç, yulaf, balık, yumurta, süt ve süt ürünleri, üzüm, badem, fındık tercihiniz olmalıdır.

Vücut daha fazla su toplar

Bol bol sıvı tüketin. Vücudun su toplamaması için ekstra tuz almamalısınız. Hava değişimine bağlı olarak vücutta su toplanmasını önlemek için, su atmamızı destekleyecek maydanoz, soğan, marul, biber, roka ile salatalar hazırlayabilir; bunları, aşırı kalorili soslar yerine baharatlar ve limon ile tatlandırabilirsiniz. Bir tatlı kaşığını geçmeyecek şekilde zeytinyağı da ilave edebilirsiniz. Kafein, alkol, tuz ve şekerden uzak durulmalıdır. Az tuzlu ayran, yarım yağlı süt ve taze sıkılmış meyve suları daha doğru tercihlerdir.

Sebze yemeyi ihmal etmeyin

Beslenmenizde A, B ve C vitaminlerince zengin sebze ve meyveleri tercih edin. Bağışıklık sistemimizin güçlenmesi için C vitaminlerince zengin yeşil yapraklı besinler, kırmızı renkli sebze meyveler çok faydalıdır. Yeterli potasyum almak içinde domates, patates ve kayısı yemelisiniz. Özellikle C vitamini içeriği yüksek yeşil yapraklı sebzeleri çiğ olarak salata yaparak tüketmelisiniz. Havuç betakaroten bakımından zengindir, salatalarınıza karıştırarak renk ve lezzet katarsınız. Mevsiminde taze meyve ve sebzelerin tüketimine özen gösterilmeli, sıklıkla yörenizdeki semt pazarlarına gitmelisiniz, koyu yeşil, sarı, turuncu, kırmızı ve mor renkli sebze ve meyvelerden satın almaya özen gösterin. İlkbahar meyve ve sebzelerinden özellikle bezelye, bakla, fasulye lif ve protein içerir. Muz, çilek, yaban mersini, ananas ve kivi tercih edeceğiniz meyveler arasında olmalıdır. Kefir ve probiyotik yoğurtlar tüketmek sindirim sisteminizi ve bağışıklık sisteminizi destekler.

Banu KAZANÇ

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.