''Her eve renk getirmek istiyorum''

Ressam olarak renklere soyut ifadeler kazandırmayı seven Yasemin Kamhi, ‘Her eve renk’ mottosu ile daha çok sanatsevere ulaşmak istiyor. Ulaşılabilir sanat olgusunu destekleyen Kamhi ile sanat dolu bir sohbetin kapılarını araladık.

''Her eve renk getirmek istiyorum''

RÖPORTAJ İREM ORHAN
FOTOĞRAF KUTUP DALGAKIRAN

"Bana iş insanı Cefi Kamhi'nin eşi, ev hanımı, Lara ve Melda'nın annesi" gibi sıfatlar yakıştırıyorlardı, bütün bunlar içinde annelik dışında hiçbir sıfatımı sevmedim" diyor Yasemin Kamhi. Kendisini 'arzularıyla yaşamasını seven biri' olarak tanımlıyor ve bunu eserlerine de yansıtıyor. Resim yolculuğu ise geçirdiği bir rahatsızlıktan sonra başlıyor ve psikolojik olarak yıprandığı bu süreçte resme olan ilgisi giderek derin bir tutkuya dönüşüyor. Kamhi ile sanat yolculuğunda bulunduğu yer ve gelecek planları üzerine konuştuk.

Renklerin iyileştirici gücüyle önce siz tanıştınız, sonra bu iyiliği etrafınıza yaymak üzere yola çıktınız. 'Her eve renk' mottosuyla başlayan yeni yolculuğunuzun nasıl bir başlangıç hikayesi var?

Resme başlamamın oldukça kişisel bir öyküsü var. Son derece aktif bir yaşam sürdürürken, bir gün rahatsızlandım ve doktora gitmek durumunda kaldım. Doktor, durumun normalliği anlatmak isterken, dışarıda olmamın tehlikeli olabileceğini söyleyince bu bende farklı bir etki yarattı. Fiziki rahatsızlığım o an itibariyle psikolojik bir hal aldı ve endişelerim yüzünden bir yıl evden çıkamadım. Bu süreç oldukça yıpratıcı olmaya başlamışken, bir çıkış yolu olarak içimden gelen sesi dinledim ve resim yapmaya başladım. Resim beni içinde bulunduğum sıkıntılı durumdan kurtardı. Ancak bir süre sonra kendimi özgür bıraktım ve renklerin sihirli dünyasında daha cesur dolaşmaya başladım. Renklerin hepimizi etkilediğine, ruhsal olarak iyileşmemizi sağladığına inanıyorum. Kısa sürede benim hayatımı daha da anlamlı kılan renklerle başkalarının hayatına neden dokunmayayım dedim ve resimlerimi önce sevdiklerime, daha sonra herkese açtım. 'Her eve renk' mottosunu ise gerçekten her eve renk gelmesini istediğim için benimsedim. Ben ulaşılabilir sanat fikrini destekliyorum. Herkes sevdiği bir resmi, bir sanat objesini alabilmeli. Bir vazo çiçek yerine bir resim hediye edebilmeliyiz birbirimize.

Bu motto ile yola çıkıp ortaya çıkardığınız tablolar ulaşılabilir fiyatlarda. Bu mütevazılığın sebepleri neler?

Aslına bakarsanız, bu karar kişisel bir mütevazılığın dışında, sanatın hayatımızın olağan bir parçası olması ve gelir durumundan bağımsız olarak herkes için ulaşılabilir olması gerektiğine olan inancımdan kaynaklanıyor. Sanatın yüksek gelir grubunun ilgi duyduğu bir alan olduğuna dair yerleşmiş bir inanç var. Ancak içinde yaşadığımız çağ, sanat da dahil, her alanda kitleselleşmeyi ve demokratikleşmeyi tartışmaya açtığımız bir dönem. Sanatın belli bir sosyal kesimin inisiyatifinde olduğu algısı yıkılıyor, tüm dünyada sanat kurumları, müzeler ve sanatçılar kendilerini geniş kitlelere duyurmanın yollarını arıyorlar, hatta çok lüks markalar bile daha erişilebilir olmak için adımlar atıyor. Dijitalleşmeyle bu durum daha elverişli hale geldi demek mümkün. Geliri çok yüksek olmayan ama belli bir sanat gustosuna sahip bir kesim de var. Bu insanlar orijinal sanat eserlerine ilgi duyuyor, yaşam alanlarına dahil etmek, belki de koleksiyonunu yapmak istiyor. Ben bir eserin sırf ressamı ünlü diye değer görmesine de karşıyım. Geliri ne olursa olsun, herkesin orijinal bir resim edinebilmesini savunuyorum.

Yaptığınız işlere bakınca hayli farklı bir tarzınız olduğu aşikar. Kendi çizginizi nasıl yorumluyorsunuz?

Bunu aslında kendi kendime değerlendirmem oldukça güç, sanata ilgi duyanların, bu alanda söyleyecek sözü olan uzmanların eserlerimle ilgili yorum yapmasını çok isterim. Belki şundan söz edebilirim, benim için resimde renk ve dokuların bir araya "Ben ulaşılabilir sanat fikrinin destekçisiyim. Herkes sevdiği bir resmi, bir sanat objesini alabilmeli. Bir vazo çiçek yerine bir resim hediye edebilmeliyiz birbirimize." geldiğindeki ahengi öne çıkıyor. Renklerle uğraşmayı, onları farklı şekillerde kullanarak soyut desenlere uzanmayı seviyorum daha çok. Biçim ve figür çalışmaktansa, renklerde kaybolmak, onları yoğun şekilde kullanarak soyut yüzeylere dönüştürmek gibi bir tarzım oluştu. Duygularımı, içimden taşanları tuvale döküyorum demek doğru olur herhalde.

Eserlerinize nerelerden ulaşabiliriz?

Çeşitli galerilerde resimlerim zaman zaman sergileniyor ve satışa sunuluyor. Ben üretken biriyim, kendimi renklerle ifade etmekten mutlu olduğum için oldukça çok tablo yapıyorum. Ve bunları Instagram'dan paylaşıyorum. Resimlerime ulaşmanın ve satın almanın en kolay yolu; Instagram'daki sanat sayfamdan bana ulaşmaktan geçiyor.

Son yıllarda keşfettiğiniz ve çalışmalarını takip ettiğiniz esanatçılar var mı?

Empresyonist ressamların duygusunu seviyorum, eserlerinde yarattıkları imge dünyasının içine girip kaybolabiliyorsunuz. Günümüzde ise özellikle etkilendiğim bir ressam yok, birbirinden yaratıcı isimler var ve harika işler çıkarıyorlar. Sanata emek veren herkesin emeği çok değerli.

Bu işe yeni başlayacak arkadaşlara yaratım süreçleri ve kariyerleri için ne gibi tavsiyeler verirsiniz?

Genç ressamlar öyle yaratıcı ve bilgililer ki, açıkçası onların yollarını ve sanat kariyerlerini çok güzel bir şekilde çizdiklerini düşünüyorum. Bence her biri hem çok yetenekli hem sezgileri çok güçlü, hem algıları çok açık. Benim gibi daha deneyimli kişilerin yola yeni yeni çıkan ressamlar için söyleyeceği tek şey, onların yollarındaki taşların ve engellerin kaldırılması, daha çok resim yapmaları için olanak sağlanması, isimlerini, yeteneklerini göstermeleri için gerekli şartların oluşturulması olabilir ancak. Bu bahsettiğim koşullar yerine getirildiğinde onlar için her şeyin daha kolay olabileceğini düşünüyorum.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.